Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Karantinada Sabah Şiiri

Senin sevgi dolu çocukluğundan gelip Benim sol omzuma konan şeytan Yatırım tavsiyesi veriyor sabahları -Bloomberg, Fox TV, DowJones, mısır rekoltesi Stoklar, maskeler, yoğun bakım üniteleri- Biri güz bankasına yapraklar yatırıyor Bir çiçek kumbarası veriyorlar Bir geçmiş kutusu İçinde fotoğraflar mektuplar İnsanı kendisi yapan şeyler Batık krediler ödenmemiş yeminler Bir kez yutkunduktan sonra verilmemiş sözler Birbirleriyle konuşan kağıt parçaları Hisler hezeyanlar gün batımları Bizden bahsetmek kimin adı Unutmanın adı ne Özlemenin Yok kalmanın Bütün bunların cevabı Tersyüz olmuş bir mezarda Sonsuzluk taşlarında yazılı Kehanetler erken kalkmalar uyku kaçmaları Geriye doğru takip ettiğinde bütün adımlarını Başkasının çocukluğuna çıkıyor yolun Geri dönmeye çalışmanın yanlış dolambacı Elimi bırak nefesini tut Kalbi yeniden değerlendiriyorum Uçurtmamın ipi koptu Kırıldı çiçek kumbarası Borsa çakıldı Kağıtlar iptal Bir sevgiyi yeniden değerlendirmenin alçaklığı

Nicolich: Buradan kurtulmak bize kaldı

*13 Ekim 1972. Cuma. Uruguay Hava Kuvvetleri’nin 571 sefer sayılı  uçuşunu gerçekleştirmekte olan Fairchild FH-227D uçağı, Uruguay’ın  Montevideo şehrindeki Stella Maris Koleji›nin «Old Christians» isimli  rugby takımını, And Dağları üzerinden geçen bir uçuşla, Şili’nin  Santiago şehrinde yapacakları karşılaşmaya götürüyordu. Hâlâ dağların üzerinde seyretmesine rağmen bulut örtüsünün içinden  geçerek alçalmaya başlayan uçak, kısa bir süre sonra isimsiz bir  zirveye çarptı.  Sonraları Cerro Seler adı verilen ve Glaciar de las Lágrimas (Gözyaşları  Buzulu) olarak da bilinen zirve, Şili ile Arjantin arasındaki uzak dağlık  sınırda yer alıyordu. 4.200 metrelik rakımda zirveye çarpan uçağın sağ kanadı koparak  geriye doğru fırladığında, kuyruk üzerindeki dikey dengeleyiciyi  kopardı ve arkada kocaman bir boşluğun açılmasına neden oldu. Az  sonra ikinci bir zirveye çarpan uçağın sol kanadı da kopunca, geriye  yalnızca havada ilerleyen bir gövde kaldı. 45 yolcudan 12

Deneme_001

evden pek çıkmam. öğlenleri aren'le mahallede bir-iki tur atarız; hayalet park'a gideriz, ömer'le güzel sanatlar parkında çay içeriz, o günlük bisküvi hakkını yer, dönüş yolunda uyur, uyanmasın diye eve girmem.  bazen uyanması bir saati bulur, bazen parka çeker, çocukların gürültüsünün onu uyandıracağı zamanı beklerim. hemen uyanmaz. bazen ani bir gürültü gözlerini açar, gözleri açıldıkları hızdan uzak ağır ağır kapanır. o açılıp kapanmanın bir anında uykulu gözleriyle bana baktığını görürüm. aramızdaki sözsüz, biyolojik anlaşma her şeyi çözer. ben oradaysam o uyur, o uyandığında ben hep orada olurum. ne anlatıyordum? evden pek çıkmam. yine çıkmıyorum. ama şimdi markete gittiğimde bir virüs havuzunun içindeymişim gibi hissediyorum. devletler tüm enerjilerini hayali düşmanlara harcarken, şimdi gerçek bir düşmanın gözle görülemiyor olması ama her yerde olması şakanın en iyi örneklerinden biri.

Ne Yetecek Daha

Dünyaya düştümse boş bir senet gibi Biri öder sandım bu yanılgının bedelini Benmişim ben miyim ben değilim derken Yeniden başa dönmek en başa dönmek Başı dönmek bu uçsuz bucaksızlıktan Sonsuza kadar bölünebilen her satır arası Her sessizlik her harf sonrası sonsuza dek süren sürüp giden sürünüp giden Katlanan kanatlanan kanıtlanan bir at değilsem bu konaksız yolculukta Her an bir kazanın ortasında Denklemin sustuğu Formüllerin ölüm kustuğu Yabancı bir bakış Bir kara safra da anlatmaya yetmiyor şimdi beni bana Şimdi beni bana yeniden Yeniden anlatacak bir canlı gerek Bulmaya bulunmaya dünyaya bulanmaya Başından göğe kadar haklı birinin Anlatması yetmiyorsa? Bir yerden başlamam gerek Şimdi buraya bir yıkıntı çizmem gerek Bana benziyor biraz  toprağında iz bırakarak ayrılan ayak izleri Öyle eskiden bırakmışlar ki sanki hiç tutulmamış elleri Şimdi buraya bir bomba çizmem gerek İsimlerini anmam gerek belki Varmıyor oysa dilim Evi yanmış

Sevgi Organı

Al bak bu sensin Bu da senin sevme organın Bugün 500 bin yaşındasın Yarın üç Bugün nefret ediyorsun Yarın suç Bir kazı alanında buldular seni Yanında sevme organın Taşlaşmış bir suret Bir işlikte çöpe atılmış emeğin En çok ellerin Kavramış bak sevme organını Son nefesini öyle vermişsin Bizim buralarda sevgi suç Gerçeklerden kaç Yarım kalmış bir öç Her gün siliyorlar hatırlama organını Bizim buralarda tarih koca bir unut Unutma beni çiçekleri Ellerinde organından akmış birkaç damla sevgi lekesi Bizim buralarda hikayeler hep yarım Herşey biraz güç Sevgi organına yaslamışsın başını Bir kazı alanında Bacaklarını karnına çekmiş buldular seni Biraz yağmur yağmış Biraz yağmur yağmış Hepsi bu