Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

çünkü o her şeyden yapılmış

çünkü o, her şeyden yapılmış.  kumaştan ve güneşten. küldeki zamandan yapmışlar onu. is ve petrol kokusundan, basınçtan ve beklemekten, ellerinin ne önemi varmış artık işlemekten ve tutulmaktan yapmışlar onu bırakılmaktan ve kırılmaktan. çünkü o, her şeyden yapılmış. kısalıktan ve hafiflikten, memeleri varmış, uçar gibi yürürmüş, kanattan yapılmış çünkü o kemiklerindeki boşluktan yapılmış. geceleri var sarmaşıkların uzadığını duyuyor. sarılmaktan yapmışlar onu, bakmaktan ve esirgemekten, üzüldü mü çiçek açıyor kaldırımlarda, taraçaların tanrısına açıyor göğsünü, ulu gövdesinde bir çarpı işareti, kendi çarmıhını çatmaktan yapmışlar onu, babasının terk ettiği peygamberlerden o sorumlu, ağladığı zaman yedi gökler duyuyor sesini, suçtan, günahtan kurbandan ve masumdan, çünkü her şeyden yapmışlar onu. çatılardan ve güvercin yuvalarından soruyorlar onu, uykuları uyunmaz, hiç yaşanmamalı bir geçmişten yapmışlar. rüyaları görülmez; her şeyden yapılmış gibi ağır, her şeyden yapılmış gibi çelik,

dünya okunmuş bir sudur

dünya okunmuş bir sudur. kalbimdeki zehri sen de tattın. artık beni tanıyorsun. bir yolculukta bulunmuştun. sonra yine unutmuştun. artık yalnızca unuttuğun bir şey olduğunu hatırlıyorsun. dünya diyorlar adına.  kimine göre bir ağrı, kimine göre bir şaka. kimine göre suskun bir küp, kimine göre yanlış bir kahkaha. artık onu tanıyorsun. tattın topraktaki zehri, gözyaşlarını kutsal kitaplarda konuşanlara ilettin, ciğerini her gün şehir denen o kartala yedirdin, ötedünyaların kapısında bir ömür de sen bekledin. gözlerine kapattıkları paraları adına bastırdılar. evet, bak buradasın, karşımdasın, yok gökyüzünü kazacak bir araç, bak gördün mü, hiçbir yere gidemedin.

padişahım çok yaşa!

  yalanla mayaladık hakikati üstünü örttük büyüyor şimdi şşş, şişsin şişsin iyice. bir parça pay da sana vereceğim tabii hepimiz ısıracağız onu bir ucundan sana hakikati vereceğim bozulmuş bir suya benzeyebilir tadı ama pasta yapacağız biz ondan seninle rengarenk pastalar yüz katlı bin malzemeli pastalar yapacağız göğe yükselecek pandispanyamız bin kat krema bin kat çikolata meyvelerle dolduracağız onu bin odalı saraylarda kutlamalara gideceğiz padişahımıza konfetiler maytaplar mumlar padişahımıza onun dudaklarından aldık bu mayayı hepimize yetecek bu yeni hakikat nefesimiz yetmeyecek bir tek mumlarını söndürmeye bütün yatsı saatleri uzatıldı çünkü sonsuza dek selalarla süslüyorlar havayı hadi bir dilek de sen dile ondan padişahımızın emrinde hakikat verecek sana sen ne istersen ondan bin odalı bir zindan ya da bir yalı boğaza en nazırından.

Bildiğimiz Dünyanın Sonu

  Sonuç:   Her şey olması gerektiği gibi olmuştur. Efendim. Başka türlüsü mümkün değil.   Toprağı sür, ağacı buda ve çiçeğe su akşam üstleri. Ahırı temiz tut, hayvanı kolla. Dağı büyüt, geceyi uzat. Bir daha bu mağarada uyuyamazsın.   Eskide kaldı bunlar. Eskinin üzerine buraya, Bir karanlık gelecek, Buraya bir şaşılık, Bir dil sürçmesi, -olması gerektiği için, kadar, zaman, ve saire-   Bir dil sürçmesi kadar uzun sürecek hayat. Yalnızca o kadar. Bu kısa hayatta, Sana yargılar bildirilecek. Bileklerin istenecek ve çocuklukların, Toplulukların işlediği kara günahın cezası, Bileklerine ve çocukluklarına kesilecek, Körpe bileklerine akşam olurken yedi renkli bir ışık düşecek.   Her şey olması gerektiği gibi olacaktır. Efendim. Ben dahil.   Ormanlar yanıyor. Buzlar eriyor. Ahırı temizlemeyi unuttum. Hayvanı öldürdüm. Kutup ayılarını, Buzulları, Penguenler dahil, kelebekleri de. Hepsini öldürdüm. Yapayalnız yürüyorum şimdi bir kaya parçası üzerinde. Adımlarımın izi kalmıyor yerde.   Genleri

bir zamanlar anadolu’da

  bir yerlerde yokuş başladı hissediyorum, hissediyorum en gavurundan bir avrat otu, sonra malları çıngırak sesleriyle köy yoluna koydular, her gece bir festival alayı, sonra gece oldu, çevgenin ucunda ayışığı, bir motor homurdandı, bir dağ bir şeyler duydu, çeşmenin başında bir top ağaç, sürülü bir tarla aydınlandı gecede.