çünkü o, her şeyden yapılmış.
kumaştan ve güneşten.
küldeki zamandan yapmışlar onu.
is ve petrol kokusundan,
basınçtan ve beklemekten,
ellerinin ne önemi varmış artık
işlemekten ve tutulmaktan yapmışlar onu
bırakılmaktan ve kırılmaktan.
çünkü o, her şeyden yapılmış.
kısalıktan ve hafiflikten,
memeleri varmış,
uçar gibi yürürmüş,
kanattan yapılmış çünkü o
kemiklerindeki boşluktan yapılmış.
geceleri var sarmaşıkların uzadığını duyuyor.
sarılmaktan yapmışlar onu,
bakmaktan ve esirgemekten,
üzüldü mü çiçek açıyor kaldırımlarda,
taraçaların tanrısına açıyor göğsünü,
ulu gövdesinde bir çarpı işareti,
kendi çarmıhını çatmaktan yapmışlar onu,
babasının terk ettiği peygamberlerden o sorumlu,
ağladığı zaman yedi gökler duyuyor sesini,
suçtan, günahtan kurbandan ve masumdan,
çünkü her şeyden yapmışlar onu.
çatılardan ve güvercin yuvalarından soruyorlar onu,
uykuları uyunmaz,
hiç yaşanmamalı bir geçmişten yapmışlar.
rüyaları görülmez;
her şeyden yapılmış gibi ağır,
her şeyden yapılmış gibi çelik,
her şeyden yapılmış gibi yağmur.
havadan sudan topraktan ve ateşten,
uzaydan yapmışlar onu.
her şeyden.
neşeden sütten ve kederden,
ölmekten ve bilmemekten,
her şeyden yapılmanın ağırlığına dayanabiliyor,
tülden ve taştan,
düşmekten ve düşmekten,
denemekten ve denemekten.
her şeyden yapılmış o,
her şeyin belleğinden,
bir günlük dolduğunda ona ne yaptıklarını biliyor,
son kez hatırlanan yüzlere ne olduğunu,
akşamları gömdükleri kuyularda kimlerin yüzdüğünü,
mezarlarda çürüyenin ne olduğunu,
kanın ve tuzun hatırasını;
o her şeyden yapılmanın heykeli,
yarım kalan rüyalara ne yapıldığını biliyor.
her şeyden yapılmış gibi çocuk,
her şeyden yapılmış gibi zaman,
Yorumlar