bu sokağı son kez geçeceğim düzünden her adımda unutarak ardımda kalanı ardımda kalana bir ağıt bile yakmadan gömmeden onu, onları, o gürültülü kalabalığı hatıranın boşluğunu kaldırımda bırakacağım kargalar bir ucundan çekiştirecek etlerini köpekler diğer ucundan kopacak sessizce bir kıyamet gibi et kimse anlamadan yok olan şeyler gibi bir şarkı son kez çalacak dünyada bir daha duyulmayacak sesi. bu sokağı son kez geçeceğim düzünden son adımda yok olacak hepsi son adımda adım da sona erecek kısa bir yol filmi başladığı gibi bitecek bu eski, kırık, yorgun binaların arasından bir fısıltı gibi balkonda sigara içen kadının sıkılmak vermişti ona çok önce son şeklini odada ağlayan çocuk kanepede horlayan adam açık kalmış televizyon başka bir evde neşe o da bitecek sarı ışıkların altında duvarda kalmış bir miktar kahkaha yağ kokuları, bulaşıklar, meyva kabukları arasında yarım kalmak boynumuzun borcu hiç bozmadan bu mutluluk orucunu son şeklini verecek son adım her şeye yamru yumru bir çamu
inanç avadit