ben seni kopmuş bir uzvundan başladım sevmeye. kalbinin hayaletinden, sürekli kaşınırdı yokluğu, yüzünde kaşıyamadığın bir boşluğun hak edilmemiş ıstırabı, aldım ıstırabını, başucuma koydum, kaybolmayayım diye ceplerime koyduğum kırıntıları aç bir çakala attım gece, ben sana, kendi istihkakımdan başladım vermeye. hak etttiğin ve asla alamadığın o şey, aç bir çakalın gözleri gibi parlıyordu gecede, bir göklerdeki babamız biliyor, bir de ben, şahidim kendime, ilk kez aç kalmış ve bunun ne olduğunu anlayamayan bir çocuğun süt dişiyle, aç bir çakalın parlayan gözleri kardeştir birbiriyle, açlık canavarları dünyanın her yerinde, kardeştir birbirleriyle, ben seni kendimde olmayan bir şeyden başladım görmeye. bir fikir miydi, bir bilgi miydi, meyveye vurmuş çürümüş bir çiçek miydi, sonunda nasılsa ölmüştü içimde, ben seni, içimi kemiren bir kurdun karanlığından başladım bilmeye, unuttuğun bir hatıradan, beyninin ışımayan karanlık dokularından, artık ölmüş olan bu dünya için, dünyanın, s...
buradan kurtulmak bize kaldı
inanç avadit