Ana içeriğe atla

Soykırıma Şiir Yazılır Mı/Soykırımlı Şiir Şiiri


biraz cennet lütfen çünkü biz bir az sonra ölüyoruz
sayı saymayı bilmeden daha binlerce öldürülüyoruz
dilimizde duyulmaz dualar
rabbim bize kan ol yağ rabbim bize latince ölümler
rabbim bize hep mi kemik sesleri rabbim bize hayırlı ölümler

insan bazı akşamlar özellikle öldürülürken nedenini bilmeden
bir ulusdevlet potansiyeli yüzünden aslında
öldürülürken utanıyor
ölürken utanmak hayvanlara mahsustur
öldürülürken yüzü kızaran tek hayvan insanoğludur

başlangıçta elbet korku vardı
perdeleri çekiyor evi karartıyor köy uzayda hiç yokmuş gibi davranıyorduk
insan gelecekte katilleri olacak katilleri kandırmaya çalışırken çok korkuyor tedirgin oluyor gelip gece yarısı kapıyı kırıp önce sikecekler sonra evdeki herkesi çocuğunu kesecekler diye çok korkuyor tanrım
tanrım bize korku olup yağıyor

yani aslında yehova çok kararsız çok tarafsız yehova
kendisine inansın inanmasın
kendisine arasında on emirlik sözleşme hiç umurunda olmuyor
her halk uzun vadede başka bir halk tarafından yok edilinmeye çalışılıyorlar
kahrolsun bazı godlar ve onların kulu ve elçileri

çok az cennet lütfen çünkü ölmeden önce muhakkak kahroluyoruz
bizi kahrediyorlar muhakkak bu bir kuralmış gibi
oku diyor okumayı öğrenmeden öldürüyor beni
bu bazen kafamı çok karıştırıyor

ölüm kafa karışıklığına iyi geliyor
bakıyorsun tanımadığın bir adam seni tanımadığı birileri öyle dedi diye
hayatta biraz daha uzun kalsın diye
benden kalan o eve kendi yerleşsin diye
herkesi diziyor yokmuş gibi davranırken yakalandığımız köy yerlerine
büyük bir ciddiyetle diziyor oyun oynuyormuş gibi yapmıyor çünkü insan oyun oynarken yerlerde sürüklenmez
yerlerde neden sürüklenirken insanın kafası karışıyor
ölüm özellikle bu tür kafa karışıklıklarına iyi geliyor

oldu mu beğendiniz mi yaptığınızı ulus devlet bile olamadınız parçalanıyorsunuz
siz ne biçim devletsiniz öldür öldür bitiremiyorsunuz
kurşuna dizilen tek insan insanoğlu tanrım
bana ölmeden önce tutamayacağın sözler verme
böyle ölmek kafamı çok karıştırıyor                                                                                                       
                                                                                                                                                                  Natama5



Yorumlar

PoP

kalp krizi belirtileri ve kısa açıklamaları

toz ve kilittaşlar arasında, ormana uzak ışıklar altında otobanlarda hayvan leşleri, devlet dairelerinde çürümüşlük ve uyuşma salyangozları rengarenk boyadım, artık hepimiz daha da perişanız. "kalp krizinin neden olduğu göğüs ağrısı bıçak gibi giren bir ağrıya benzetilebilir. sanki göğsün ortası sıkılıyor ya da üzerine baskı uygulanıyor gibi hissedebilirsiniz. bu ağrı 3-4 dakika sürebilir, ara ara geçip tekrar geri gelebilir. göğsünüze bir gece yaşlı bir öküz oturabilir." sabahları yılgınlık belirliyor ve otobüslere tutunmuş milyonlarca el arasında tırnaklarından fışkırıyor ne iş yapmadığın bu da birleştiremiyor bizi gözünde çapaklarla uyanıp evden fırladığın bir sabah yaklaşmakta olduğun mesai oyalarken günlerini adımlarınla katıldığın medeniyetler tarihi kaldırımlarda açtığın belli belirsiz çiçek yüzünün gezegende açtığı uykulu yara kendin için hiç düşünmediğin şeyler gelip duruyor kapına atak, kaygı, bir miktar bulanma kira, aidat, sgk ke

dua

-epidermisten evrene yayılan küçük deri parçalarını düşün gövdenden parçalanıp ufalanarak dünyaya karışan tozdur o yıldız tozu, insan tozu, canlı ve ölü toz hiçbir fark yok aralarında yeterince temele indiğinde her şey cansızdır- her hafta en baştan tekrarlanan bir pazartesi olarak yeryüzüne neredeyse dik bir açıyla halısahalardan, ıstakalardan, erkek kokulu oyun salonlarından uzakta yaşamış bir hayvan olarak hayaller, olmayacak projeler ve her daim kolpa bir doğaya yerleşme düşüncesiyle bazan sokaklara, kaldırımlara, taşıtlara ve bankalara düşman bir tavırla bazan bir markayı ayaklarıma denerken bazan yüzündeki ıslak maskeyi ve gözyaşarmış gözlerini daha çok severek, -dua eder gibi, çok kullanılmış dudaklarımı küfredip ışık hızının bir oyunu yüzünden bir saniyenin birkaç milyonda biri boyunca gözlerinin geçmişinden öpüyorum- rutubet ve kömür kokulu gecekondularda cigara kovalamayı özleyerek uzun süredir görüşmediğim bir dostun içimde bıraktığı tedirginlik ama özle

Dış Güçler: Bir Pazar Akşamı Rastladım Size

Dünyanın bütün pazarları birbirine benziyor. Tanrı haftanın günlerini yaratırken tek bir pazar yaratmış ve onu bir kere kopyalayıp sonsuz kere yapıştırmış gibi. Ama o pazar hayatımda yaşadığım tek ve bu yüzden en farklı pazardı. O Ses'i izliyordum, Özden banyoda saçlarını kurutuyordu. Sehpadaki şarap kadehine uzanırken bir anda onları orada gördüm. Her sağlıklı insan gibi yerimden sıçrayıp çığlık attım. Çığlığım bittiğinde fön makinesinin sustuğunu fark ettim, Özden salon kapısında elinde fön makinesi ile dikiliyordu. Ağzı şaşkınlıktan yarım açık kalmıştı. Gözlerini odadaki iki kişiden ayıramıyordu. “Siz, siz…” diye kekeledim ve sustum. “Siz” dedim tekrardan gücümü toplamaya çalışarak, “ne, ne… ne zaman girdiniz içeriye?” “Halı için geldik” dedi kadın, adamla birlikte gülümsediler ve devam etti, “şaka, biz hep buradaydık.” Sesinde belli belirsiz bir aksan var gibiydi. Özden elinde fön makinesi, arkasında fön makinesinin kablosunu sürükleyerek yanıma geldi. Odadaki insa