yirmi bir eylül pazar
bir fotoğrafın arkasından sana bakıyorum
tarihi dişleyen karın ağrım yüzümü buruşturuyor
buna
rağmen bir başka düşün düşünü kuruyorum
kadraja
sığmayan uğursuz bir dünya hiç durmadan büyüyor
son insan
da öldüğünde gerçeklikten silinecek yüzün
rahatlıyorum
sana anlatmış mıydım bilmiyorum
çok
çalıştığım günlerden biriydi,
ölüm düşüncesi ile rahatladığım günlerden biri,
gece eve dönerken bir apartmanın önünden geçiyordum
karoların arasından minik bir yanardağ gibi
katı bir
kanalizasyon akıntısının yeryüzüne taşmaya başladığını gördüm
o an fark ettim altımızda boktan bir nehrin aktığını
ve şehrin bunun üzerinde yükseldiğini.
imzalamak istemediğim bütüm kağıtları imzalayıp
çürümek
istemediğim bütün odalarda çürüyüp
olmayı istemediğim her şeyi olmayı başardığımda
seksen santim ötemde dünyayla ayrıldığım duvar
unutulmuşluktan bir adım yalnızca
kullanılmış bir dilde fısıldıyorum olanları:
şehirdar,
yüzuzak, duvarmezar,
odadar,
şehirmezar, aynaduvar,
duvardar,
odaduvar, odamezar,
mezarduvar,
zamandar, aynamezar,
şehirduvar, zamanmezar, zamanmezar, zamanmezar
İnanç
Avadit