işte buradayız ve başka hiçbir yerde değiliz. imlâ ve konuşma dili arasına sıkışmış, ve bundan şiir yapmaya çalışıyoruz. burada olduğumuzu ve başka bir yerde olmadığımızı, gökyüzünün ve denizin aslında mavi olmadığını, gözle görülebilir şeylerin gözle görülemeyen şeylerden daha az olduğunu, bir ışık tayfının başka bir ışık tayfına söz geçiremeyeceğini, görünenlerin hiç de göründüğü gibi olmadığını ve aynı zamanda tam da göründüğü gibi olduğunu, söylemiş miydim? evet, sanırım bir kısmını anlatamaya çalışmıştım. çöl.
serap. sen ne güzeldin ve dallar kırılıyordu ve sen duymuyordun, bir milyon kilometre ötede söylemiştim, yol o zaman da hiçbir yere gitmiyordu, yaprakları boşuna eziyordun, ve sen bunun tanrıçası, kötüler acı çekmez, kötüler acı çekmez fısıldayarak bitmez bir tespih çekiyordun karanlıktan, kül eşeleyip bir peygamber yontarken kendine kendinden, ve ben bunun tarih yazıcısı, sen bir yoldan hiç vazgeçmiyordun, belirli bir yoldan hiç geçmeyerek. kendi içinde sonsuza kadar dönen kör bir kavşak.
ağzımı kumla çalkaladım. yüzümde gülümsemeden bir demir, dönüp bakmıyor da kimse, sen hücrelerinin çürüyüşünü duyuyorsun yastığa koyduğunda başını, dağ başları hayal ediyorsun, taptaze rüzgarlar, yaşamın kırılgan şenliği, kazanın coşkusuyla dikilirken yolun ortasında, yaşlı adamların salyalı ağzında bir kelime, ben. ada.
ağzımı kumla çalkaladım. yüzümde gülümsemeden bir demir, dönüp bakmıyor da kimse, sen hücrelerinin çürüyüşünü duyuyorsun yastığa koyduğunda başını, dağ başları hayal ediyorsun, taptaze rüzgarlar, yaşamın kırılgan şenliği, kazanın coşkusuyla dikilirken yolun ortasında, yaşlı adamların salyalı ağzında bir kelime, ben. ada.
dünyada yaşam varmış. sabah uyanıyorsun diye yaşıyorsun sanıyorlar, yaşıyorsun sanıyorlar diye yaşıyorsun sanıyorsun, hepsi senin sandığın kadar işte, oyunun zoraki gönüllüsü, hiçbir zaman geç kalmıyorsun üstelik hiçbir zaman hiçbir yere, sen. makinenin insanla birleştiği.
uzun sürmüş bir doğal afet olarak insan. ben. bahçenin felaketi, ben. yürüyen ölüm, ben. evrenin habis beyni. ben homosapiens, ben homoludens, ben, gördüğüm düşü hayra yoramam, sen, kendine sıcak, ben, kendime rahat, akşam olacak, barikat eksik, dışarda çok fazla kalamayız, ama nereye döner, eve dönmesinden vurulan insan, haklı ya da haksız, sonra karar verilir, önce yalnızca isyan.
Yorumlar