"dün merdivenlerden çıkarken,
orada olmayan bir adam gördüm.
bugün de orada değildi.
keşke, dedim. keşke gitse..."
kıyıya vurmuş bir insan ihtimaliydi hepsi
-bir miktar evrensel kaderden, uçuşmalardan, zerrelerin uzun yolculukları sırasında geleceği
hazırlayan çarpışmalardan, bir miktar insan karşılaşması, biraz salgı transferinden ve kan
bağlarının ağzına sıçmasından yapılacak ve mutlu olacaktı-
bir miktar tesadüf ve, ta taaa
sonra başka şeylerin yolların işlerin düşüncelerin girmesi oldu araya:
yol bu, insan bu yoldur. dediler.
ben bir şehirden başka bir şehre gitmenin imkansızlığını yoruldum
kavafis desem de anlayabilen birileri çıkardı muhakkak. demedim.
onun yerine yolların tam ortasında sonsuza kadar duran köyleri işaretledim,
en yakın yerleşime üç saat uzaklıktaki benzin istasyonlarını,
şehirlerarası yollarda kavun satan adamları,
nasıl yaşadıklarına bir türlü anlam veremediğim kim varsa hepsini bir bir işaretledim aklımda.
uydu görüntüleri üzerinden dünyayı dolaştım
odamın duvarına dünya haritası astım
bu büyük, sefil, görkemli ve anlamsız hikayenin hangi yanına düştüğümü tam olarak
boşuna dönüp duran bu kaya parçasına bir miktar fren izi, kalp ve eşya bırakarak
sanırım ben de yol aldım
telefonlar ettim kayıtlar tuttum alamayacağım intikamlar biriktirip, sonra seni ve hayatıma giren tüm senleri hayatımın neresine koyduğumu unutttum
uydurulmuş ve hemen sonra kimseye anlatılmadan unutulmuş bir masalda geçen o karanlık,
korkunç ormanı düşledim - gidebileceğim daha güvenli bir yer yoktu
ama önce omuzlarım ve beni bana bağlayan külçeden uçurtma da tutamadığı için köklerimi
toprakta
hiçbir yere gidemedim
aklımı delirdim
sonra bulduğum birkaç manzara parçasına anılar ekleyip güncelledim kendimi:
yol yokmuş suret yokmuş asıl yokmuş ormanın bir ruhu yokmuş
yavaş da olsa anlıyorum şimdi
aklımda kuruttuğum göl ve öğle araları öyle istediğim için
yarım kalmışlık anlarında adımı hatırlayıp kendimi yokluyorum
kendime kendimi hatırlatıyorum
bilmediğin sorulara cevaplar bekliyorum
sanma
henüz o kadar canavar değilim
ama dişlerim de eskisi kadar kısa değil
bir canavarla bir ihtimal arasında kıyafetler biçiyorum kendime
bana benzeyen pantolonlar
sana sarı kantaron çiçekleri
iyi gelsin diye eski yaralarına
ne iyi gelir diye soruyorum kendime
bu boşluktaki yırtığa
zürafaların
iki metre yükseklikte bulunan beyinlerine kan pompalamak için
yaklaşık 60 santimetre uzunluğunda
ve 11 kilogram ağırılığında bir kalbe ihtiyaçları vardır
ve hepsi yalnızca yaprak yiyebilmek
ve gerektiğinde hızlı koşabilmek içindir
şerhh5
şerhh5
Yorumlar