Neo-Arabesk Şiir
Birkaç yıl önce dalga geçtiğimiz Twit-şiir akımı sinsi sinsi yerleşti. Arabeske mesafeli bir noktadan yaklaşırmış gibi görünüp tam da içinden yazan; sarkastik, parodi kamuflajlı bir şiirimiz var artık. Kökleri 90’ların sonunda Müslüm’le barışan, Türkiyeli endemik entelektüele kadar götürülebilir.
Müslüm Gürses'in referans noktası olması yalnızca kendisi ile barış imzalayan kentli değil tabii. (Bu insanların aslında kentsoylu olmamaları, yalnızca birkaç on yıldır şehirde yaşıyor olmaları Türkiye'nin sosyolojik çözümlemesi için bir nirengi noktası olsa da üzerinde fazla durulmamış bir konu. Çünkü bunu yazacak olan da yine anne-babası hâlâ taşrada yaşayan yazı erbabı olacak. Sinemamıza olması gerekenden fazla sirayet etmiş taşra anlatısı da bu bakımdan bir seçim değil bir zorunluluktur. İstanbul da dahil olmak üzere taşra şehri yutmuş, öğütemediği için de kusmuştur.) Referans noktasına geri dönecek olursak, sözünü ettiğim şiirdeki oto-parodi unsurunu Gürses'in kariyerinde de görmek mümkün. (Çünkü bir suçlu argosu der ki "bütün işler bağlı") Örnek genişletilecek olursa Kadir İnanır'ın İnanır imgesi ile dalga geçmesi, daha yeni bir örnek olarak Atilla Taş'ın Atilla Taş ile dalga geçmesi de aynı oto-parodi uygulamasına giriyor. Neo-Arabesk-Twitter-Şiiri olarak kavramsallaştırabileceğimiz bu garabet de yetiştiği bataklıkta ancak bu teknikle yol alabiliyor. Ama "şiir işine" girmemiş sosyal medya kullanıcılarının daha çok geceleri atmayı seçtikleri, kendi kederleriyle ters köşeye yatırarak dalga geçtikleri cümleleri alt alta getirerek "şiir işine" giren şairin mezarı da yine sosyal medya olacak.
Bunun için ayrı bir parantez açmak gerekebilir. Şiirin biçimi ile sosyal medyanın Akış'ı birbirine oldukça benzer bir yapıda: Rasgele seçtiğiniz, eşzamanlı atılmış, bu yüzden de sizin Akış'ınızda -timeline- alt alta görünen sosyal medya postunu derleyip bir güncel şiir dergisine gönderdiğinizde buluntu-şiirinizin yayımlanacağı konusunda size garanti verebilirim. Peki böyle bir durumda, özellikle şiir konusunda matbunun alarm verdiği bir ortamda insanlar neden sizin şiirinize ihtiyaç duysun?
Mezarınıza geri dönersek, elbette hiçkimse üzerinize toprak atmayacak. Bu mezar yalnızca kaybettiğiniz iktidar alanlarının, itibar merkezlerinin mezarı olacak. Çünkü bu şiir ölümsüzlük yetisini vasatın sürekli kendini güncelleyen gücünden alıyor. Dünya meselelerine sırtını tamamen dönmüş, kişisel bunalımlarına bile saygısı olmadığı için bunu vıcık vıcık bir duyarlıkla çarşıya pazara çıkaran şair yaşadığımız dünyada her zaman iş yapar.
Yorumlar