Ana içeriğe atla

Bir Antoloji Denemesi İçin Açık Çağrı

 Bir Antoloji Düşüncesi


Antolojiler -geniş ya da dar- belirli bir zaman aralığını kapsayan seçmelerdir. Geniş zamanlı antolojiler bir ya da birkaç cilde hapsoldukların için okura ya da araştırmacıya dönemsel olarak yazılan şiir hakkında fikir verme konusunda yetersiz kalırlar. Bunun için kısa süreli bir zaman aralığını seçip bu zaman aralığında yayımlanmış şiirler toplamı daha işlevsel olacaktır. Ancak bu tercihte de önemli bir aksaklık noktası bulunmaktadır: antolojiyi toplayan kişinin öznel seçkisi. Bizim okuduğumuz şey aslında tam olarak budur. Çünkü antoloji işçisi diyelim ki 2010-2019 arasında dergilerde ya da kitaplarda yayımlanmış olan şiirleri kendi öznel dünya görüşü, şiir beğenisi çevresinde toplar (bkz. büyük olduğunu iddia eden şiir antolojilerinde yer almayan şairler sorunu). Sınırlı bir sayfa sayısıyla birlikte bu öznellik, -toplayıcı- her ne kadar nesnel olmaya çalışsa da geçirgen olacaktır. Başa dönersek biz bir avcı-toplayıcının sevdiği meyveleri görürüz ve kıyıda köşede kalmış o şiire asla ulaşamayız.


Bu öznellik sorununu aşmak göründüğü kadar zor değil. Antolojiyi hazırlayan kişi bir adım geri çekilir ve olayların gelişmesini izler.


Günümüz teknolojisi ile birlikte antolojinin hazırlanması da eski usule göre bir hayli kolaylaşacaktır çünkü bu dergi, kitap tarama işlemini yok edecektir. Yalnızca bir mail adresi ve bir açık çağrı ile birlikte antolojide yer almak isteyen her şair, 1 Ocak 2010- 31 Aralık 2019 tarihleri arasında yayımladığı şiirlerden üçten fazla olmamak üzere seçim yapar. Antolojide yer alması gereken, önemine ve gücüne inandığı şiiri seçer ve o da aynı toplayıcı gibi geriye çekilip toplamı bekleye başlar.


Açık Çağrı


Elbette bu bir açık çağrıdır. Belirtilen tarihler arasında yazdığınız ve yayımlanmış şiirler arasında en çok üç tanesini seçip -yayımlandığı yer, tarih, sayı ile birlikte (mümkünse görseli ile birlikte)- antoloji10lar@gmail.com adresine gönderip olayların gelişmesini bekleyebilirsiniz.


Belki de hiçbir şey olmaz ve bu da en az bir şey olması kadar bir şeydir.

Yorumlar

PoP

kalp krizi belirtileri ve kısa açıklamaları

toz ve kilittaşlar arasında, ormana uzak ışıklar altında otobanlarda hayvan leşleri, devlet dairelerinde çürümüşlük ve uyuşma salyangozları rengarenk boyadım, artık hepimiz daha da perişanız. "kalp krizinin neden olduğu göğüs ağrısı bıçak gibi giren bir ağrıya benzetilebilir. sanki göğsün ortası sıkılıyor ya da üzerine baskı uygulanıyor gibi hissedebilirsiniz. bu ağrı 3-4 dakika sürebilir, ara ara geçip tekrar geri gelebilir. göğsünüze bir gece yaşlı bir öküz oturabilir." sabahları yılgınlık belirliyor ve otobüslere tutunmuş milyonlarca el arasında tırnaklarından fışkırıyor ne iş yapmadığın bu da birleştiremiyor bizi gözünde çapaklarla uyanıp evden fırladığın bir sabah yaklaşmakta olduğun mesai oyalarken günlerini adımlarınla katıldığın medeniyetler tarihi kaldırımlarda açtığın belli belirsiz çiçek yüzünün gezegende açtığı uykulu yara kendin için hiç düşünmediğin şeyler gelip duruyor kapına atak, kaygı, bir miktar bulanma kira, aidat, sgk ke

dua

-epidermisten evrene yayılan küçük deri parçalarını düşün gövdenden parçalanıp ufalanarak dünyaya karışan tozdur o yıldız tozu, insan tozu, canlı ve ölü toz hiçbir fark yok aralarında yeterince temele indiğinde her şey cansızdır- her hafta en baştan tekrarlanan bir pazartesi olarak yeryüzüne neredeyse dik bir açıyla halısahalardan, ıstakalardan, erkek kokulu oyun salonlarından uzakta yaşamış bir hayvan olarak hayaller, olmayacak projeler ve her daim kolpa bir doğaya yerleşme düşüncesiyle bazan sokaklara, kaldırımlara, taşıtlara ve bankalara düşman bir tavırla bazan bir markayı ayaklarıma denerken bazan yüzündeki ıslak maskeyi ve gözyaşarmış gözlerini daha çok severek, -dua eder gibi, çok kullanılmış dudaklarımı küfredip ışık hızının bir oyunu yüzünden bir saniyenin birkaç milyonda biri boyunca gözlerinin geçmişinden öpüyorum- rutubet ve kömür kokulu gecekondularda cigara kovalamayı özleyerek uzun süredir görüşmediğim bir dostun içimde bıraktığı tedirginlik ama özle

Dış Güçler: Bir Pazar Akşamı Rastladım Size

Dünyanın bütün pazarları birbirine benziyor. Tanrı haftanın günlerini yaratırken tek bir pazar yaratmış ve onu bir kere kopyalayıp sonsuz kere yapıştırmış gibi. Ama o pazar hayatımda yaşadığım tek ve bu yüzden en farklı pazardı. O Ses'i izliyordum, Özden banyoda saçlarını kurutuyordu. Sehpadaki şarap kadehine uzanırken bir anda onları orada gördüm. Her sağlıklı insan gibi yerimden sıçrayıp çığlık attım. Çığlığım bittiğinde fön makinesinin sustuğunu fark ettim, Özden salon kapısında elinde fön makinesi ile dikiliyordu. Ağzı şaşkınlıktan yarım açık kalmıştı. Gözlerini odadaki iki kişiden ayıramıyordu. “Siz, siz…” diye kekeledim ve sustum. “Siz” dedim tekrardan gücümü toplamaya çalışarak, “ne, ne… ne zaman girdiniz içeriye?” “Halı için geldik” dedi kadın, adamla birlikte gülümsediler ve devam etti, “şaka, biz hep buradaydık.” Sesinde belli belirsiz bir aksan var gibiydi. Özden elinde fön makinesi, arkasında fön makinesinin kablosunu sürükleyerek yanıma geldi. Odadaki insa