anladım, ev içimde nasıl bir yer
orada kimler konuşur
yaşlı kurtlar ne der
kimin dizleri ağrır kışın
kimin gözleri görmek istemez artık dünyanın renklerini
yeni bir kelime öğrenmeyi kim istemez
kim her gece mezarını kazar gibi açar yatağını
insan ölmeden ölebiliyormuş
anladım bunu.
bir mutfağın sessizliği özlenebilir
soğuk bir akşamda üşümek özlenebilir
kendini doğradığın bir akşam
en çok yaşadığın akşam olabilir
ama insan ölmeden de ölebiliyormuş
bak yaşıyorum hâlâ.
sen kimi gömdün şahsi mezarlığına
kimler çürüyor şimdi arka bahçende
hangi hayaletler şarkı söylüyor
unuttun mu seslerini
gözlerini kaçırışlarını
onlar senden bir tebessüm beklerken
dişlerinden gelen gıcırtı
ağrıyan şakakların
bitap düşmüş sinirlerinle bak
yaşıyorsun hâlâ
oysa konuşmuştuk
insan ölmeden de ölebilir
bak buradasın hâlâ.
tırnaklarını geçirdiğin yaşam inatla
inatla umursamaz
inatla unutkan
ama kendini dayatıyor sana
bir milyar nöronun birden acıyor
ölü hücreler mezarlığı bir kanser bahçesi için
arka bahçenden gelen kürek sesleri
bak gömdüğün herkes de yaşıyor hâlâ
masana düşen bir ışık parçasını avuçla
kapladığın yer budur dünyada.
Yorumlar