Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ocak 13, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

konuşma

“üç oda bir salon evimizin kozasından, kendimize özel bir evren yaratmış oturuyoruz, taksit taksit, dışarda insanlar ölürken duvarlar kan geçirmiyor diye ağlamıyoruz gürül gürül, hafta sonu dostlarımızı ağırlıyoruz, hafta içi annemleri, bol bol okuyor, bol bol içiyoruz, bunun bir yararı olacakmış gibi; insansın sen, yok ki çaresi hastalığının. hayatta kalmak adına ne varsa alıyoruz, diyordun, kırmızı çoğunlukla kırmızı, mavi genellikle mavi, bir süredir renk tayfına inanmıyorsun. bir süredir allah’a ve toplumsal sözleşmeye, içinde uzaktan gülümseyip duran o incecik düşten ülkeye de, ve tüketmeye ve sevmeye de bir süredir, yine de yanları pembe çizgili spor ayakkabılarım, ve senin her iki kış dönümünde nükseden kadife pantolon ihtiyacın, kışa hazırlanıyoruz aklımızda eşyalar, nesneler, (önümüz yaz) ölüm ve gerçek olmasını dilediğimiz diğer karanlık şeyler; insansın sen, belki bulunur bir hal çaresi. hasır örme abajurlar altında yediğimiz akşam yemekleri de doyurmu