Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

umudu öldür, yalancı peygamberi öldür

Şu zamanda bir peygamber kolay yetişmiyor aslında. Herkes inanacak bir şeyler ararken, artık şiir diye bir şeyin olmadığını, bir zamanlar birkaç deneme yapıldıktan sonra bunun imkânsızlığının farkına varıldığını, o zamandan bu yana yapılanın da o şiire bir ulaşma çabası olduğunu, ya da en azından bir şeylere şiir diyebileceksek bile bunun yalnızca yolda olmakla ilgili olduğunu ve asla bir yere varılamayacağını anlamalıyız. Suyun ıslak olması, gökyüzünün bazı zamanlarda mavi, bazı zamanlarda kırmızı olması ve bunun da güneş ve dünyayı saran uçucu katmanlarla ilgili olması gibi. Bakkallar bu bilgi ve güneş ışığında yine de var kalmaya devam ediyorlar, en azından bir dahaki daha organize, üzerinde daha çok düşünülmüş bir kapitalizm saldırısına dek var kalma şansları var. Dünya elbet bir gün devasa ve tek bir avm’ye dönüşecektir. Ama şimdilik taşrada, ücrada henüz otomobil saldırısına uğramamış birkaç sokak efsanesinden bahsediliyor. Ne dünya o sokakları, ne de o sokaklar başka dünyal

-ikiyüzyetmişüç

-ikiyüzyetmişüç “ Her cisimde – hatta buzda bile – bir miktar ısı vardır. Bu, herhangi bir cismin moleküllerinin süreksiz olarak hareket halinde olduğu anlamına gelir. Cisim ısıtıldığı zaman, moleküllerinin daha hızlı hareket etmesi için enerji verilmiş olur. Cisim ne kadar sıcak olursa molekülleri de o kadar hızlı hareket eder. Cisim ne kadar soğuk olursa molekülleri de o kadar yavaş hareket eder. Cismi soğutmaya devam ederseniz, öyle bir an gelir ki cisimde hiç ısı kalmaz ve bütün moleküllerin hareketi durur. Bu nokta «mutlak sıfır» diye bilinir.” didem’e bunu delirdim sonra bunu sonra bunu ne zaman başladı bu oda bu çerçeveler bu kırışıklıklar ben elimde olmadan gülümsediğim bir akşamı geri saramadığımı bunun bir çaresizlik olduğunu insanın bu çaresizlikten yapıldığını sen antik yunan erdemsizliğini ikibin beşyüz yıl içinde bir süs gibi taşıyabildiğini kas yaptığını acılarının. bir kapı çarpışıyla o kadar uzağa gidilmemeliydi bir ayağa kalkma