Ana içeriğe atla

Kalabalığın Kalbi İçin Şiir


Buraya beni anlatabilecek birkaç kelime sıralamalıyım; Güncel şiirin sevdiği listeler: Bağlamsız, ilgisiz, art arda ve art arta Göt göte ve bomboş, Oysa şöyle de yapabilirim: İmge değil uyanmak: Sabah otobüsü, uykulu gözler, umutsuz yüzler,
yüzlerce umutsuz yüz sabah metrosunda,
parmaktaki poşet izi, bozukluklar, kirli kağıtlar,
hastalık ve ısrar, zulmetmede ve dayanma gücünde,
vicdanı alınmış bir zihinde ve biraz daha dayanma gücünde ısrar,
adaletsiz bir kefaret, güneşsiz, soğuk, insansız kentler,
bir bedel var, kimse bilmiyor,
kimse bilmiyor yaşamıyla ödediği ne? Melekler ve şeytanlar Kumbaralar ve imzalar Sözler ve sevgiler Susanlar ve susamayanlar Orman bitince başlayan şeyler Denizin hemen bitiminde dünya başlıyor: İlk nefesin korkunç sınırı, Korkunç sırrı biliyor olduğunu düşünmenin Onun nesnesi, bunun öznesi Veriyorlar eline er geç yaşamını Arada senden çalınanın geri alınamaz Ödetilemez haksızlığı. Vicdan değil matematik. Falçata tutan elin senin; neyi keseceğini seçebilir. Eğeler tutan ellerin senin; seçebilir aşındıracağı metali, bilekte duran. Düğümler çözülür; De ki uğraşarak, de ki İskender gibi, Makinalar açan parmakların senin, Hiç basmayabilir sabah sekiz şalterlerine, Kimin etini yediğini bilmediğin ucuz vardiya yemekleri, Plastik tepsiler, plastik masalar, plastik sandalyeler; Yemekhaneyi bir barikata dönüştürmeyi seçebilir. Sanat değil gerçek. Soğukta kalan birini neyin ısıttığı çözülmüştür, Sanat değil. Ateş ve pamuk. Kalabalığın yaydığı ısı Ağızlardan çıkan buharın enerjisi Birlikte söylenen şarkı, edilen küfür, evet, bir de sıkılan yumruk, kalabalığın büyük kalbi kadar. Umut değil, inat. Onlarla aranda yeterli bir boşluk bırak, İvme kazanabilmek için, Koşarken düşmanının üzerine. Hızlandıkça parçalanacak zihnini saran küf, şüphe, tereddüt. Senin olanı almak için değil, Kimsenin olanı paylaşmak için, Ne adalet, ne intikam, Verebilir senden çalınanı geriye, O sonsuza dek çalındı senden, Şimdi, şu anda ya da yarın, Çalınacaklar karışıp gitmesin diye sonsuzluğun çöplüğüne, Onlarla aranda yeterli bir boşluk bırak, İvme kazanabilmek için, Koşarken düşmanının üzerine.

Yorumlar

PoP

kalp krizi belirtileri ve kısa açıklamaları

toz ve kilittaşlar arasında, ormana uzak ışıklar altında otobanlarda hayvan leşleri, devlet dairelerinde çürümüşlük ve uyuşma salyangozları rengarenk boyadım, artık hepimiz daha da perişanız. "kalp krizinin neden olduğu göğüs ağrısı bıçak gibi giren bir ağrıya benzetilebilir. sanki göğsün ortası sıkılıyor ya da üzerine baskı uygulanıyor gibi hissedebilirsiniz. bu ağrı 3-4 dakika sürebilir, ara ara geçip tekrar geri gelebilir. göğsünüze bir gece yaşlı bir öküz oturabilir." sabahları yılgınlık belirliyor ve otobüslere tutunmuş milyonlarca el arasında tırnaklarından fışkırıyor ne iş yapmadığın bu da birleştiremiyor bizi gözünde çapaklarla uyanıp evden fırladığın bir sabah yaklaşmakta olduğun mesai oyalarken günlerini adımlarınla katıldığın medeniyetler tarihi kaldırımlarda açtığın belli belirsiz çiçek yüzünün gezegende açtığı uykulu yara kendin için hiç düşünmediğin şeyler gelip duruyor kapına atak, kaygı, bir miktar bulanma kira, aidat, sgk ke

dua

-epidermisten evrene yayılan küçük deri parçalarını düşün gövdenden parçalanıp ufalanarak dünyaya karışan tozdur o yıldız tozu, insan tozu, canlı ve ölü toz hiçbir fark yok aralarında yeterince temele indiğinde her şey cansızdır- her hafta en baştan tekrarlanan bir pazartesi olarak yeryüzüne neredeyse dik bir açıyla halısahalardan, ıstakalardan, erkek kokulu oyun salonlarından uzakta yaşamış bir hayvan olarak hayaller, olmayacak projeler ve her daim kolpa bir doğaya yerleşme düşüncesiyle bazan sokaklara, kaldırımlara, taşıtlara ve bankalara düşman bir tavırla bazan bir markayı ayaklarıma denerken bazan yüzündeki ıslak maskeyi ve gözyaşarmış gözlerini daha çok severek, -dua eder gibi, çok kullanılmış dudaklarımı küfredip ışık hızının bir oyunu yüzünden bir saniyenin birkaç milyonda biri boyunca gözlerinin geçmişinden öpüyorum- rutubet ve kömür kokulu gecekondularda cigara kovalamayı özleyerek uzun süredir görüşmediğim bir dostun içimde bıraktığı tedirginlik ama özle

Dış Güçler: Bir Pazar Akşamı Rastladım Size

Dünyanın bütün pazarları birbirine benziyor. Tanrı haftanın günlerini yaratırken tek bir pazar yaratmış ve onu bir kere kopyalayıp sonsuz kere yapıştırmış gibi. Ama o pazar hayatımda yaşadığım tek ve bu yüzden en farklı pazardı. O Ses'i izliyordum, Özden banyoda saçlarını kurutuyordu. Sehpadaki şarap kadehine uzanırken bir anda onları orada gördüm. Her sağlıklı insan gibi yerimden sıçrayıp çığlık attım. Çığlığım bittiğinde fön makinesinin sustuğunu fark ettim, Özden salon kapısında elinde fön makinesi ile dikiliyordu. Ağzı şaşkınlıktan yarım açık kalmıştı. Gözlerini odadaki iki kişiden ayıramıyordu. “Siz, siz…” diye kekeledim ve sustum. “Siz” dedim tekrardan gücümü toplamaya çalışarak, “ne, ne… ne zaman girdiniz içeriye?” “Halı için geldik” dedi kadın, adamla birlikte gülümsediler ve devam etti, “şaka, biz hep buradaydık.” Sesinde belli belirsiz bir aksan var gibiydi. Özden elinde fön makinesi, arkasında fön makinesinin kablosunu sürükleyerek yanıma geldi. Odadaki insa